Batıl inançları kuvvetli Napoli halkı, genç adamı daha karada görür görmez ona ‘kötü gözlü’ damgasını vurmuştur. Karşılaşmalarıyla birlikte sevgilisinin sağlığının yeniden kötüye gitmesi, tesadüfî görünse de varlığıyla rol aldığı, zincirleme sıralanan kimi kazalar, onu görünce muskalarına davranan, mistik el işaretleri yapan şehirliler, kahramanımızın kendinden şüphe etmesine, geçmişte yaşadığı kötü olayları gözden geçirmesine neden olur. Acaba gerçekten başkasına felaket getiren lanetlenmiş bir ‘kemgözlü’ müdür?
Trajik bir aşk hikâyesini konu alan bu kısa romanda Gautier, büyüleyici bir deniz manzarasıyla başlayarak on dokuzuncu yüzyıl Napolisini tüm canlılığıyla resmediyor.
Théophile Gautier: (Tarbes 1811 - Neully-sur-Seine 1872). Fransız şair, oyun yazarı, romancı, gazeteci ve edebiyat eleştirmeni. Henüz üç yaşındayken ailesi Paris’e yerleşti. Okumayı söktüğünde beş yaşında ya var ya yoktu. Büyük bir tutkuyla okuduğu ilk kitaplar Robinson Crusoe ve Paul ve Virginie’ydi, belki de bu yüzden ilk başlarda, tiyatroya, özellikle de dekor ressamlığına değil de denizciliğe heves etti. Ortaokulu geleceğin Nerval’i Gerard Labrunie ile birlikte okudular, son dönem latin şairlerine ilgi duymaya da bu yıllarda başladı. Resim öğrenimi almak üzere ressam Louis-Édouard Rioult atölyesine katıldı. On dokuz yaşında Nerval ve Petrus Borel onu Victor Hugo ile tanıştırdı. Bir grup genç arkadaş Hugo’nun, Hernani’sini ilk kez sahneye koydular, fakat oyun sırasında romantizm ve klasizim yanlıları arasında gerçek bir kavga çıktı. Bu kavga edebi bir tartışma olarak süregiderken Gautier o gün sahnede giydiği vişne çürüğü yeleği ile çoktan hafızalardaki yerini almıştı. Oyundan hemen sonra resmi bıraktı ve tamamen yazın yoluna girdi. Babasının desteği ile yayınladığı ilk şiirleri kendi küçük çevresi haricinde ilgi görmedi. Ancak 1835’te öndeyişinde “sanat için sanat” anlayışını kuramlaştırdığı Matmazel Maupin isimli romanı büyük sansasyon yarattı.
Gautier 1830 ve 1870 yılları arasında yazmaya ara vermeden çeşitli türde eserler verdi, uzun seyahatlere çıktı, gazete ve dergilere sayısı iki bini aşan makale yazdı.
Baudelaire meşhur Elem Çiçekleri’ni ona ithaf etmiştir.